-
1 bien
I1 convenablement iyi [i'ji]2 très, beaucoup çok [ʧok]3 gerçekten ['ɟeɾʧecten]4 vouloir bien kabul◊Je veux bien t'aider. — Sana yardım etmeyi kabul ediyorum.
II1 satisfaisant iyi [i'ji]◊Le film était bien. — Film iyiydi.
2 en forme iyi [i'ji]3 à l'aise hoş [hoʃ]◊On est bien chez toi. — Senin evinde insan kendini hoş hissediyor.
4 être bien avec qqn biriyle iyi anlaşmak5 hoş [hoʃ]◊Ce n'est pas bien de mentir. — Yalan söylemek hoş değil.
6 güzel [ɟy'zel]◊Il est encore bien pour son âge. — Yaşına göre hâlâ yakışıklı.
n m1 moral iyilik [iji'lic]2 bienfait iyilik [iji'lic]◊Ce médicament m'a fait du bien. — Bu ilaç bana iyi geliyor.
3 richesse, propriété mal mülk -
2 blendend
blendend aussehen çok güzel/yakışıklı olmak;sich blendend amüsieren çok eğlenmek
См. также в других словарях:
felekten kâm almak — güzel vakit geçirmek, istediği gibi eğlenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kapatmak — i 1) Bir malı değerinden aşağı bir karşılıkla elde etmek Evvelki hafta mühendis İlhami Bey le karısı çok güzel bir bambu takımı kapattılar. H. Taner 2) e Kapamak Emine aklını oynattı sandılar ve evine kapattılar, kapısını kilitlediler. Y. K.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tezyif etmek — 1) aşağılamak Muhayyel bir ati namına geçmişte millî ve güzel ne varsa hepsinin tahrip ve tezyif edildiğini gördük. A. Ş. Hisar 2) alay etmek, eğlenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük